Psikiyatri ve Psikoterapi
Psikiyatri ve psikoterapi hakkında her şey...
Şizofreni
Şizofreni nedir?
Şizofreni beyni etkileyen bir hastalıktır. Kişinin normalden farklı düşünmesine, hissetmesine ve davranmasına neden olur. İnsanı gerçek dünyadan koparıp kendi iç dünyasına döndüren, dış dünyayla bağlantılarda zayıflama doğuran bir hastalıktır. Şizofrenide düşünce ve algı yanılmalarının yanında duyguların ifadesinde bozulma, konuşmada bozulma, engellenemeyen bazı garip ve anlamsız davranışlar, dikkat ve yoğunlaşma bozulmaları da görülebilir.
Erkeklerde, kadınlarda, gençlerde, yaşlılarda görülebilir. Çoğunlukla ergenlik ve genç erişkinlik döneminde başlar. Şizofreni de migren ya da epilepsi gibi bir beyin hastalığı olmakla beraber gerek ortaya çıkmasında gerekse nasıl bir gidiş göstereceğinde çevresel, psikolojik ve sosyal etkenlerin de rolü vardır.
Şizofreni belirtileri, gerek hasta gerekse hastanın yakınları için endişe verici olabilir. Ancak uygun tedaviler ve destek ile belirtiler kontrol edilebilir ve şizofrenisi olan kişiler daha bağımsız yaşayabilir.
Şizofreni ne değildir?
Şizofreni sıklıkla yanlış anlaşılan bir durumdur:
1- Şizofrenisi olan kişilerde kişilik bölünmesi yoktur, kişilik bölünmesi başka bir bozukluktur.
2- Şizofrenisi olan kişilerin başkaları için tehlikeli olması şart değildir.
Hastalığın ilk belirtileri nelerdir?
Şizofrenin erken belirtileri ilk hastaneye başvurudan 2 yıl kadar önce başlar. Genellikle hastanın arkadaşlarıyla, ailesiyle ilişkilerin bozulması veya içe kapanma dikkat çekebilir. Öğrenciyse, ders başarısındaki gerileme özellikle hastanın öğretmenlerince fark edilebilir. Okuldan kaçma, kavgacılık gibi davranış değişiklikleri de hastalığın habercisi olabilir. Durgunluk, zihnini toparlayamama ve kendine bakmakta isteksizlik de şizofreninin erken belirtilerindendir. Erken belirtiler, depresyon belirtileriyle benzerlik gösterir.
Şizofreninin temel belirtileri nelerdir?
Şizofreninin alevlenme ve yatışma dönemlerinde farklı belirti ve bulgular ön plana çıkar. Başlıca üç tür belirti vardır:
1- Pozitif belirtiler, gerçeği değerlendirme becerisinin bozulması anlamına gelir. Bu belirtiler, normal düşünce ve duygulara ek olarak ortaya çıkar, bundan dolayı "pozitif" diye nitelenirler.
2- Negatif belirtiler, heyecanın kaybı, içe kapanma, hayattan zevk alamama gibi belirtilerdir. Bu belirtiler, normalde var olması beklenen düşünce, davranış ya da duygularda azalma veya bunların kaybıdır, bundan dolayı "negatif" diye nitelenirler.
3- Bilişsel belirtiler, bellek, dikkat, düşünme ve muhakeme becerilerindeki bozulmalardır.
Pozitif belirtiler
Pozitif belirtiler, psikoz belirtileri (sanrılar ve varsanılar) ve dağınıklık belirtileridir (dağınık düşünce/konuşma ve davranış).
Bu belirtilerin şiddetlendiği dönemler için genel olarak "psikotik atak" ifadesi kullanılır.
1- Sanrılar (hezeyanlar), kişinin güçlü bir inanç beslediği yanlış düşüncelerdir. Örneğin kötülük görme sanrıları olan bir hasta, başkalarının kendisine kötülük yapmak istediğini sanır; büyüklük sanrıları olan bir hasta, özel güçleri ya da yetenekleri olduğunu sanır. Kişinin çevresine karşı tutumu da bu hatalı düşüncelerden etkilenir. Sosyal ve kültürel özelliklerin parçası olan inançlar sanrı sayılmayabilir (cin çarpması, büyü yapılması gibi).
2- Varsanı, gerçekte var olmayan şeylerin algılanması (işitilmesi, hissedilmesi, görülmesi, kokusunun ya da tadının alınması) anlamına gelir. Örneğin hasta, çevresinde konuşan kimse olmadığı halde sesler işitebilir, ya da gerçekte var olmayan nesneler görebilir.
Şizofrenide en sık karşılaşılan varsanılar, işitme varsanılarıdır; yani, gerçekte var olmayan sesler işitmektir. Eğer sadece kendinin duyduğu bu seslere yüksek sesle yanıt verirse dışarıdan kendi kendine konuştuğu izlenimi verebilir.
3- Dağınık düşünce/konuşma ve davranış: Dağınık düşünce, konuşurken çağrışımların dağınık olması ile kendini gösterir. Konuşma hedefine ulaşamaz, ani konu değişiklikleri içerir, bazen uzun olduğu halde çok az bilgi içerir. Tuhaf davranışlar ise, çevredekileri şaşırtan, saçma gelen davranışlardır.
Negatif belirtiler
Negatif belirtileri olan bir kişinin, normalde var olması beklenen düşünce, davranış ya da duygularında azalma veya kayıp vardır. Örneğin:
Heyecan duyamama: Sağlıklı kişilerin zevk aldığı etkinliklerden (arkadaşlarla buluşmak gibi) eskisi kadar zevk almama
Duygulanımın sığlaşması (duygu ifadelerinin azalması): Yüz ifadesinde azalma (ifadenin canlılığında, mimiklerde azalma), konuşmada/seste tekdüzelik (konuşmada normal tonlama ve iniş çıkışın kaybı) ve duygu ifadesine katkıda bulunan beden hareketlerinin (jestlerin) azalması.
İrade kusurları: Dikkat ve irade / motivasyon gerektiren etkinlikleri sürdürememe, örneğin vaktinin çoğunu oturarak, uyuyarak geçirme, hayattan zevk alamama, sosyal ilişkilerde azalma, sosyal yalıtım yani başkalarıyla ilişki kurma isteğinde ve becerisinde azalma, arkadaş edinememe, arkadaşlıkları sürdürememe, arkadaş edinmeyi önemsememe, günün çoğunu yalnız veya sadece yakın aile üyeleri ile geçirme, düşüncede yoksullaşma, konuşmada azalma. Hasta, ev içindeki sorumluluklarını yerine getiremeyebilir. Bu durum, çoğu zaman yakınları tarafından tembellik hatta şımarıklık olarak görülür. Oysaki bunlar şizofreninin temel belirtileridir.
Bilişsel belirtiler
Bilişsel belirtiler şunları içerebilir:
- Düşünceleri toparlayamama
- Düşünmede yavaşlık
- Anlama zorluğu
- Dikkatini toplayamama
- Bellek zayıflığı
- Düşünceleri ifade etmekte zorluk
Sonuç olarak şizofreninin düşünmek, anlamak, espri yapmak, sorun çözmek gibi pek çok zihinsel işlevi bozabildiğini ve kişinin iş yaşantısını, öğrenciyse okul başarısını ve tüm çevresiyle ilişkilerini olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz.
Bu belirtiler her hastada görülür mü?
Her hastada tüm belirtiler görülmez. Hezeyanlar çoğu hastada görülürken halüsinasyonlar da hastaların %70-80 kadarında görülebilir. Bazı hastalarda dağınık davranışlar ön plandayken bazılarında çevreden uzaklaşma, konuşmanın fakirleşmesi, dikkat bozuklukları daha ağırlıklıdır.
Şizofreni hastalarında başka psikiyatrik bozukluklar da görülür mü?
Evet. Sıklıkla depresyon dönemleri, daha nadir olarak mani dönemleri görülür. Hastaların bir kısmında obsesif kompulsif bozukluk denen takıntılı düşünceler ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize hastalık görülebilir. En sık görülen durum ise alkol, madde ve sigara bağımlılığıdır.
Şizofreninin sıklığı ve görülme yaşı nedir?
Şizofreni sık görülen ciddi ruhsal hastalıklardan biridir. Şizofreni yaklaşık 100 kişide bir kişiyi, yani toplumun %1’ini hayatının bir döneminde etkiler. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünyada yaklaşık 24 milyon kişide şizofreni vardır. Türkiye'de ise 300-350.000 kadar şizofreni hastası olduğu söylenebilir.
Şizofreni erkek ve kadınlarda hemen hemen eşit oranda görülür; ancak erkeklerde ve kadınlardaki görünümü ve seyri farklı olabilir.
Hastalık, erkeklerde 15-20 yaşlarında, kadınlarda ise daha geç ve genellikle 20-25 yaşlarında başlama eğilimindedir. Bu aralığı 15-45 yaş olarak genişletmek de mümkündür.
Kimler şizofreniye yakalanma bakımından riskli gruptadır?
Yukarıda söz edilen erken belirtiler ortaokul-lise dönemindeki pek çok gençte, genç kızlığa ya da delikanlılığa geçiş döneminin karmaşası içinde de ortaya çıkabilir. Dolayısıyla bu belirtileri gösteren herkeste şizofreni gelişeceğini düşünmek yanlıştır. Ancak yakın akrabaları arasında şizofreni dahil olmak üzere ciddi psikiyatrik hastalık bulunan bir kişide erken belirtiler gözlendiğinde dikkatli olmak gerekir. Çevresiyle ilişkileri eskiden beri zayıf, içe dönük diyebileceğimiz kişilerde de erken belirtiler özellikle dikkate alınmalıdır.
Şizofreninin sebebi nedir?
Şizofreninin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak çoğu uzman, şizofreninin biyolojik (genetik) özelliklerin ve çevresel etmenlerin birbiriyle etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Genetik veya çevresel etmenler, yaşamın başlarında (yani henüz anne karnındayken veya çocukluğun başlarında) beyin gelişiminde sorunlar oluşturabilir, bu da şizofreni gelişmesi riskini yükseltir. Yaşamın daha sonraki dönemlerinde maruz kalınan çevresel etmenler, beyin gelişimini ve işleyişindeki kusurları artırarak şizofreni riskini daha da yükseltebilir veya şizofreninin ilk belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Ayrıca şizofreni hastalarının beyninde saptanan değişikliklerin hastalığın nedeni mi, sonucu mu olduğu da tartışmalıdır.
Beyindeki kimyasal maddeler hastalığa nasıl neden oluyor?
Beyindeki hücreler (nöronlar) kendi aralarında haberleşmek için nörotransmitter denen bazı kimyasal maddeleri kullanır. Serotonin, dopamin, adrenalin, asetilkolin bunlardan en çok bilinenlerdir. Bu maddeler uyku, uyanıklık, dikkat, iştah, istek duyma gibi pek çok işlevin gerçekleşmesinde rol oynar. Ayrıca bu nörotransmitterlerden birini daha ağırlıklı kullanan hücre grupları beynin bazı bölgelerinde demetler, yollar oluşturur. Bu yollar birbiriyle bağlantılı olup bir diğerinin işlevini de etkilemektedir. Sonuç olarak beyni bir bilgisayar ağına ya da telefon şebekesine benzetebiliriz. Beyindeki kimyasal maddeler bu şebekenin sağlıklı işlemesinden sorumludur. Şizofreni hastalarında bu yollardan bazılarının aktivitesinin arttığı bazılarının ise azaldığı bilinmektedir. Hastalık belirtilerinden örneğin dopaminin etkinliğinin bazı yollarda azalmasının bazı yollarda ise artmasının sorumlu olduğuna ilişkin bulgular vardır. Sonuçta halüsinasyon, hezeyan, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü vb. belirtiler kimyasal maddelerin işlevindeki bozukluğa bağlı ortaya çıkar. Ayrıca bu kimyasal maddelerin üretilmesi, taşınması ve ortadan kaldırılması da genlerin kontrolünde olduğundan şizofreniyi sadece beyindeki kimyasalların bozukluğu gibi görmek yeterli olmayacaktır.
Akrabaları arasında şizofreni hastası olan kişide bu hastalığın çıkma ihtimali ne kadardır?
Anne, baba, kardeş gibi yakın akrabalardan biri şizofreni hastasıysa diğer kardeş ya da çocuklarda aynı hastalığın görülme riskinde artış olur. En yüksek risk ikizlerde (tek yumurta) görülür. Bu tür ikizlerden birinde hastalık varsa diğerinde de görülme riski %50'ye yakındır. Anne, baba ya da kardeşlerden birinde hastalık varsa diğer çocuklarda şizofreni görülme riski 8-12 kat artmaktadır.
Dayı, hala, dede vb. ikinci derece akrabalar ve kuzen gibi daha uzak akrabalarda şizofreni varsa o kişide de hastalığın görülme olasılığı %2-5 kadardır. Bu riskler yaş ilerledikçe azalır.
Şizofreni tanısı nasıl konur?
Kişide şizofreni olup olmadığını kesin olarak gösterecek herhangi bir tek belirti/bulgu ya da laboratuar testi yoktur. Belirtilerin başka bir tıbbi hastalık nedeniyle olmadığından emin olmak için hastanın muayene edilmesi gerekir. Pek çok psikiyatrik bozukluğun belirtileri birbiriyle örtüştüğünden tanı koymakta aceleci olmak hatalı sonuca yol açar. Tanı, psikiyatristin başında olduğu bir ekibin, muayene, aile görüşmesi, psikolojik test sonuçları ve diğer laboratuar incelemelerinin sonuçlarını değerlendirmesiyle konur.
Şizofreni hastalığı olup olmadığının anlaşılması, yani şizofreni tanısı konması için, bir psikiyatristin birçok özelliği, belirti ve bulguyu birlikte değerlendirmesi gerekir.
Tanı koymak için kişide hangi özelliklerin bulunması beklenir?
Şizofreni tanısının konması için, bu hastalıkta görülen belirtilerin en az altı ay boyunca gündelik yaşamı olumsuz etkileyecek şiddette devam etmesi, ayrıca, bunun en az bir ayı boyunca, temel belirtiler diye adlandırılan belirtilerin iki veya daha fazlasının bulunması gerekir. (Temel belirtiler, sanrı, varsanı, dağınık konuşma/davranış gibi pozitif belirtiler veya heyecan duyamama gibi negatif belirtilerdir.)
Şizofreni belirtileri başka beyin hastalıklarında da görülebileceğinden, tanısının konması zor olabilir, belli bir süre takip gerektirebilir.
Bir başka sorun, şizofrenisi olan birçok kişinin şüpheciliğe eğilimli olması, özellikle hastalığın ilk dönemlerinde herhangi bir sorunu olduğunun farkında olmaması ve bu nedenlerle doktora gitmek istememesidir.
Ayrıca, bazen hastalık ileri bir evreye ulaşıncaya kadar belirtiler tanınamayabilir veya fark edilmeyebilir.
Erken tanı şizofreninin gidişini etkiler mi?
Aslında pek çok hastalık erken tanı ve tedavi durumunda daha olumlu bir gidiş gösterir. Aynı şey şizofreni için de geçerlidir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınacağına işaret eden bulgular vardır. Bundan ötürü, tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması önemlidir.
Şizofreninin evreleri nelerdir?
Şizofreninin üç evresi vardır:
1) Akut Evre, 2) Stabilizasyon (Dengelenme) Evresi ve 3) Stabil (Dengeli) Evre.
Akut Evre sırasında şiddetli pozitif belirtiler ağırlıktadır. Negatif belirtiler de daha şiddetli hale gelebilir. Yoğun tedavi veya bazen hastaneye yatmak gerekebilir.
Pozitif belirtilerin şiddeti azalırken, Stabilizasyon Evresi başlar. Bu evre akut bir atağın başlangıcından sonra altı ay veya daha uzun sürebilir.
Stabil Evre sırasında belirtiler nispeten sabittir, hatta hemen hemen tamamen kaybolabilir. Bazı hastalarda çok az belirti kalır, bazılarında ise gerginlik, kaygı, depresyon veya uykusuzluk gibi belirtiler devam edebilir.
Şizofreninin seyri nasıl olur?
Şizofreni belirtileri kişiden kişiye değişir. Hastaların küçük bir grubu, tek bir şizofreni atağından sonra tama yakın iyileşme gösterir. Ancak şizofrenisi olan kişilerin çoğunda şu durum görülür:
- Hastaların üçte ikisinde (2/3) ilk ataktan sonraki iyileşme döneminin ardından bulgu ve belirtiler tekrar ortaya çıkar, yani hastalık nüks eder.
- Bazı kişilerde belirtiler bir süre çok azalır veya hiç kalmaz, sonrasında belirtiler kötüleşebilir.
- Bazılarında ise belirtiler yaşamları boyunca sürer.
Şizofreninin alevlenmesi ne demektir?
Alevlenme (relaps) çoğu zaman pozitif belirtilerin yani halüsinasyon, hezeyan ve dağınık ya da amaçsız davranışların tekrar ortaya çıkması ya da artış göstermesi şeklinde kendini gösterir. Kişi bu süreçte gerçeği değerlendirme yeteneğini de kaybettiği için bir yandan hastalığı ağırlaşırken bir yandan da hasta olmadığına, gördüğü hayallerin ya da düşman bellediği kişilerin gerçek olduğuna sarsılmaz biçimde inanabilir. Hastalığın alevlenmesine erken dönemde müdahale edilemezse genellikle belirtileri kontrol edebilmek için hastaneye yatış gerekir.
Bazı hastalarda alevlenme negatif belirtiler dediğimiz çevreden uzaklaşma, içe çekilme, kendine bakımda gerileme, işini ya da okulunu bırakma gibi belirtilerin artışıyla ortaya çıkar. Ancak sıklıkla alevlenme sırasında hem pozitif hem negatif belirtiler birlikte artış gösterir.
Hastalığın alevlenmesine neden olabilecek etkenler var mıdır?
Hemen hemen bütün araştırmalarda şizofreni hastasının alevlenme yaşamasının ilaçları belirtilen şekilde kullanmamak ya da tümüyle bırakmakla yakından ilişkili olduğu sonucuna varılmaktadır. Tedavi uyumunun bozuk olması alevlenme riskini 3-4 kat artırıyor. Ancak tedavisine önerildiği şekilde devam eden hastalarda da diğer tetikleyici nedenler devreye girebilir Örneğin alkol ya da madde kullanmak, yaşadığı ortamda (sıklıkla aile içinde) sürekli gerginlik ya da maddi sorunlar yaşanması, ciddi bir bedensel rahatsızlık geçirmek gibi. Benzer şekilde, iş ya da sınav stresi, bir yakınından (eş, sevgili gibi) ayrılmak ya da yakının ölmesi de alevlenmeyi tetikleyebilir.
Hastalığın alevlenme dönemini önceden kestirmek mümkün müdür?
Çoğu zaman evet. Çünkü kişiden kişiye değişmekle beraber, bir hastada her alevlenme öncesinde benzer davranış değişiklikleri görülür. Bu değişiklikler alevlenme belirtilerinin öncesindeki 2-3 haftada ortaya çıkar. Örneğin durgunlaşmak, önceden çok söz edip sonradan unutulan konuların tekrar tekrar konuşulmaya başlanması, dine ve ibadete olan ilginin artması, uykusuzluk, sinirlilik, çok yıkanmaya başlamak (ya da tersi), işi ya da okulu bırakmak gibi belirtiler alevlenmenin haberci belirtilerindendir. Aileler ve hastalar önceki alevlenme dönemlerinden önce görülen belirtileri tespit ederek bunların hastada görülüp görülmediğini izleyebilir. Bu erken belirtiler saptandığında hemen hekime başvurulması durumunda alevlenmenin önlenmesi mümkündür.
Şizofreni hastası tümüyle eski haline dönebilir mi?
Şizofreniyi ortaya çıkaran nedenler ve belirtiler hastadan hastaya değiştiği gibi hastalığın seyri de farklılık gösterir. Tam ya da tama yakın düzelme hastaların % 10 kadarı için beklenebilir. Hastaların yaklaşık 1/3'ü hafif derecede bozukluk gösterse de hayatını devam ettirebilir. Yine 1/3'e yakın bir grup orta derece gerilemeye uğrarken yardımsız yaşaması mümkündür. Ancak hastaların %40-60'ında tek başına hayatını kazanmasına ya da devam ettirmesine engel olacak düzeyde yeti kaybı olmaktadır.
Şizofreni tedavi edilebilir mi?
Şizofrenide tam iyileşme çok nadir olsa da, bu hastalık tedavi edilebilir bir hastalıktır. Şeker hastalığı, astım ya da yüksek tansiyon da şizofreni gibi kronik hastalıklardır. Bu hastalar hekimlerinin önerilerine uyar, tedavisine, diyetine dikkat ederse hastalıklarıyla birlikte çalışabiliyor, eğleniyor, tatil yapıyorlar. Şizofreni hastasında da tedavi ile belirtiler kontrol altına alınabilir ve hastalar çok daha iyi işlev görebilirler. Ayrıca aile ve arkadaşlarıyla sosyal ilişkiler kurmalarına veya bazı durumlarda işe veya okula tekrar başlamalarını sağlayabilir.
Tedavide ne tür yöntemler kullanılıyor?
- İlaçlar veya
- İlaçlar ve psikoterapinin birlikte uygulanması
Şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar nelerdir?
Şizofreniyi tedavi etmek için kullanılan ilaçlara antipsikotikler denir. Çoğu vakada belirtileri başarıyla kontrol altına alırlar. Antipsikotikler özellikle hezeyan, halüsinasyon, dağınık ve kontrolsüz davranışların giderilmesinde etkilidir. Belirtilerin tedaviye cevap vermesinin başlaması 10-14 güne kadar sürebilir. Antipsikotikler beyindeki bazı kimyasal maddelerin (nörotransmiterlerin) etkilerini düzenleyerek işe yarar. Pozitif belirtilerin düzelmesi, çoğunlukla, bu kimyasal maddelerin fazla salınmasının oluşturduğu etkilerin azalması ile olur. Bu kimyasal maddeler arasındaki dengenin tekrar ayarlanmasının, şizofreni tedavisinde önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Bazen hastaya en iyi gelen ilacı buluncaya kadar birden fazla ilaç denenmesi gerekebilir. Belirtiler yatıştıktan sonra bile nüks riskini azaltmak için genellikle bu ilaçlar alınmaya devam edilmesi gerekir. Bu grup ilaçların bağımlılık yapması söz konusu değildir.
Şizofreni tedavisinde ayrıca antidepresan ilaçlar, epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar da yardımcı tedavi olarak yer alabilir. Gerektiğinde kaygı giderici (anksiyolitik) ilaçlar tedaviye eklenebilir. Ayrıca antikolinerjik ilaçlardan bazıları bazı antipsikotiklerin yan etkilerini dengelemek için kullanılır. Ancak bu ilaçların tek başına hastalık belirtilerinden herhangi birine etkisi yoktur.
Antipsikotik ilaçların nasıl yan etkileri olabilir?
Antipsikotik ilaçların da diğer tüm ilaçlar gibi değişik yan etkileri vardır. Antipsikotikler ile kas kasılmaları, yerinde duramama ya da hareketlerde yavaşlama, cinsel işlevlerde bozulma, kilo artışı, uyuşukluk gibi yan etkilerin ortaya çıkma ihtimali vardır. Antipsikotik grubundaki ilaçların yan etkileri birbirinden farklı olabildiği gibi, aynı ilacın farklı hastalarda aynı yan etkilere yol açmadığı da görülür. Bunları en aza indirmek için hekimin uygun ilacı seçip uygun dozu saptaması gerekir.
Lütfen ilaç tedavisiyle ilgili her türlü endişenizi psikiyatri doktoru ile görüşünüz.
İlaç tedavisi ne kadar sürer?
Bu sorunun yanıtı hastalığın nasıl seyrettiğine göre değişir. İlk kez hastalık dönemi yaşayan bir kişi tedavi gördükten sonra tamamen eski haline dönmüşse 1-1.5 yıl sonra ilaçların kesilmesi denenebilir. Ancak belirtilerin bir kısmı devam eden kişilerde ilacı kesmeyi denemek bile hatalı olur. Tam düzelme göstermeyen, sık alevlenme gösteren ya da kendine veya çevreye zarar verme riski taşıyan hastalarda tedavi 5 yıldan daha uzun sürer. Şeker hastalığı ya da yüksek tansiyonda olduğu gibi şizofrenide de hastanın uzun yıllar ilaç kullanması gerekir. Zaten hastalığın alevlenmesinde, ilaçların düzenli kullanılmamasının büyük etkisi vardır. İlaç kullanırken iyi durumda olan kişilerde sıklıkla "ben iyiyim ilaca ihtiyacım yok" düşüncesi oluşur. Ancak şizofreni gibi kronik hastalıkların tedavisinde hastalık belirtileri gerilemiş olsa da koruyucu tedaviye devam etmek gerekir. Bu, her gün diş fırçalamak gibi koruyucu bir önlem olarak düşünülebilir.
Elektrokonvulsif tedavi şizofreni hastalarında etkili midir?
Şizofrenide elektrokonvulsif tedavinin sınırlı bir yeri vardır. Katatonik tip şizofenide, ciddi intihar riski taşıyan hastalarda elektrokonvulsif tedavinin çok etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca alevlenmeyi yatıştırmakta ilaç tedavisinin başarılı olamadığı durumlarda da bu tedavi uygulanabilmektedir.
Şizofreni hastasının mutlaka hastaneye yatması gerekir mi?
Bu şart olmamakla beraber çoğu hasta en az bir kez hastaneye yatmaktadır. Hastane yatışı özellikle başlangıçta tanı koymak, ilaç uyumunun bozulduğu durumlarda bunu sağlamak için ve kişinin kendine ya da çevreye zarar verme riski taşıdığı durumlarda gereklidir.
Şizofrenide Psikoterapi’nin yeri nedir?
Psikoterapi şizofreni belirtilerini kontrol altına almaya yardımcı olmak ve nüks riskini azaltmak için ilaçlarla birlikte uygulanan 'konuşma' tedavileridir. Tedaviye bireysel psikoterapi, destek grupları, aile terapisi ve eğitimi, bilişsel davranışçı terapi veya sosyal ve mesleki beceri eğitimi dahil olabilir.
Bireysel psikoterapi ne demektir?
Bireysel psikoterapi, bir psikiyatrist veya psikologla, mevcut ve geçmişteki sorunlar, hissedilenler, duygular veya ilişkiler hakkında konuşarak yapılır.
Grup tedavisine kimler katılabilir?
Destek grupları benzer durumdaki kişilerin birbirlerine karşılıklı desteğini sağlar. Şizofreni hastaları için grup tedavisi özellikle kendini ifade etmek, sohbet edebilmek, ailesi dışındaki insanlarla rahat iletişim kurma güçlüğü olan hastalara yararlı olmaktadır. Dolayısıyla hastaların çoğu grup tedavisi için iyi bir adaydır. Ancak gruba katılmak için belli düzeyde dikkatini sürdürebilme, grup düzenine uyabilme, konuşulanları kavrayacak kadar zekaya sahip olma gibi ölçütleri karşılamak gerekir. Grup tedavileri bazı üniversite ve eğitim hastanelerinin yanı sıra bazı dernek merkezlerinde de yürütülmektedir.
Sosyal beceri eğitimi ne demektir?
Psikososyal tedaviler kısaca hastanın kişiler arası iletişim kapasitesini artırmayı hedefler. Temel iletişim becerileri, bir sohbete başlamak, devam ettirmek, günlük hayatta karşılaşılan sorunları aşmak, yardım isteyebilmek gibi sık rastlanan eksiklikleri giderecek alışkanlıkların kazandırılmasını hedefler. Sosyal ve mesleki beceri eğitimi, hastanın işe veya okula tekrar başlamasına ve kendi hayatını düzenleyebilmesine yardımcı olabilir.
Aile terapisi ve eğitimi ne demektir?
Psikoeğitim denen, hem hastayı hem aileyi hastalık ve tedavi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitimler de şizofreni tedavisinin mutlak bileşeni olmalıdır. Aile eğitimi, ailelerin şizofreniyi ve şizofreniyle ilişkili sorunları anlamasını sağlar. Ailelerin, nüks riskini en aza indirmenin yollarını ve hastaları ile daha etkili yollarla ilgilenme yöntemlerini öğrenmelerini sağlayabilir.
Bilişsel davranışçı terapinin şizofrenideki yeri nedir?
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) olumsuz düşünce örüntülerini daha olumlu olanlarla değiştirmeye yardımcı olan bir psikoterapi yöntemidir. BDT stres, kaygı, depresyon ve panik bozukluğu gibi durumlarla başa çıkmaya yardımcı olur.
Bu yöntemler ilaç tedavisinin yerine geçebilir mi?
Hayır. Tüm bu yöntemler ancak ilaç tedavisi sürerken yararlı olmaktadır. Basitçe söylersek ilaçlar hastamızın çevresindekilerle aynı dili konuşması, sağlıklı düşünmesi için şarttır. Örneğin grup tedavisine devam ederken kendini iyi hissedip ilaçlarını kesen bir kişide en geç 1-2 ay içinde düşünce ve algı bozuklukları tekrar ortaya çıkar ve hasta kendisini gerileten bir kısır döngüye girer.
Şizofreni ile zeka düzeyi arasında ilişki var mıdır?
Bu soru özellikle Akıl Oyunları filminden sonra daha sık sorulmakta. Aslında şizofreni farklı zeka düzeyine sahip bireylerde görülebilir. Ancak daha yüksek zihinsel kapasite gösteren bir işte çalışan bireylerde hastalığın oluşturduğu gerileme daha belirgin olmaktadır. Hastalığın zeki insanlarda daha sık görüldüğüne ilişkin kanının bundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Öte yandan hastalık zihinsel yetenekleri gerilettiğinden hastalık öncesine göre çoğu bireyin zeka katsayısında (IQ) düşme olmaktadır.
Şizofreni hastaları tembel midir?
Hastalık nedeniyle okulu ya da işi bırakmak veya tıraş olmak, yatağını yapmak, markete gitmek gibi günlük işleri yapamamak şizofreni hastalarında sıkça rastlanan durumlardır. Aileler bunu sıklıkla tembellik olarak yorumlar. Oysa şizofreni hastaları, hastalık öncesinde başarılı bir öğrencilik ya da iş yaşantısına sahip olabilir. Gerçekten tembel olsalardı bu başarıları da gösteremezlerdi. Bu tür "üşengeçlikler" hastalığın negatif belirtilerindendir. Şizofreni, bize çok kolay gibi gelen günlük etkinliklerin sürdürülmesini bile olanaksız kılabilir.
Şizofreni hastası başkalarına zarar verir mi?
Aslında şizofreni hastasının zararı kendinedir. Günümüzde şiddet giderek yaygınlaşıyor. Gün geçmiyor ki çevrede "sağlıklı", "normal" kabul edilen birisinin karısına, meslektaşına ya da hiç tanımadığı birine şiddet uyguladığını duymayalım. Buna karşın şizofreni hastalarının "saldırgan" olduğuna ilişkin yüzyıllardır süregelen yaygın bir inanış var. Günümüzde sinema, TV ve yazılı basında çıkanlar da bu inanışın güçlenmesinde rol oynamakta. Hastalık nedeniyle çevrede olup bitenleri yanlış yorumlayan hasta uygun davranışı seçmekte zorlanabilir. Bu nedenle bazı hastaların konuşmaları, davranışları başkalarına garip gelebilir. Ancak çevreye zarar verme durumu özellikle uygun ve devamlı tedavi almayanlar ve alkol/madde kullananlar için söz konusudur. Saldırgan davranışlar gerçekleşirse, sıklıkla yakın aile bireyleriyle sınırlıdır. Şizofreni hastaları arasında tekrarlanan suç işleme durumu toplum ortalamasının altındadır. Öte yandan şizofreni hastaları yaygın biçimde çevrenin fiziksel ve duygusal saldırılarına maruz kalmaktadır. Hastaların saldırgan olduğuna ilişin önyargıyı gidermenin en etkili yolu bu kişilerin tedavi sistemine girip düzenli tedaviye devam etmelerinin sağlanması ve madde kullanmalarının önlenmesidir.
Şizofreni kalıtsal olarak geçen bir hastalık mıdır?
Şizofrenide kalıtımın önemli rolü vardır. Şizofreni hastalarının ailelerinde bu hastalığın daha sık görüldüğü bilinmektedir. Ancak hastalık her zaman basitçe anne-babadan çocuğa geçmemektedir.
Anne babanın hatalı tutumu şizofreniye neden olur mu?
Aileler çoğu zaman yakınlarının hastalığının nedenine ilişkin düşünürken kendilerini de suçlar. "Çocukken çok sıktık, yatılı okula gönderdik, ondan mı oldu?" gibi sorular sık sorulur. Çocuklukta yaşadıklarımız kişilik özelliklerimizin oluşmasında rol oynamakla beraber, bu yaşantılar tek başına şizofreniye yol açmaz. Öte yandan şizofreni başladıktan sonra ailenin hastaya karşı tutumu hastalığın nasıl seyredeceği konusunda belirleyici olmaktadır. Hasta bireye aşırı eleştirel ya da aşırı koruyucu kollayıcı davranan ailelerde hastalık daha sık alevlenmekte, daha çok hastaneye yatış gerekmektedir. Hastaya çocuk ya da hasta muamelesi yapmamak, onu yönetmeye kalkmamak önemlidir.
Çocukluk döneminde şiddete ve cinsel istismara maruz kalmak ileride şizofreniye yol açar mı?
Araştırmalar şizofreni hastaları arasında çocukluğunda ciddi ya da uzun süreli şiddete, cinsel travmaya, hatta duygusal ihmale uğramış olanların toplum ortalamasından daha sık görüldüğünü gösteriyor. Ancak bu tür olumsuz yaşantıların şizofreni gelişmesi için diğer risk etkenlerinin de bulunduğu kişilerde hastalığın ortaya çıkmasına yol açtığı ya da kolaylaştırdığı söylenebilir.
Çok ders çalışmak, okumak şizofreniye neden olur mu?
Olmaz. Ancak bazı durumlarda nedenle sonuç birbirine karışabilmektedir. Kişi, hastalığın özellikle erken dönemlerinde dış dünyadan uzaklaşırken belirli bir konuya aşırı zaman ayırabilir. Felsefi ya da dini kitaplar, ibadet, aşırı spor, aşırı ders çalışmak, banyo yapmak gibi. Ancak bunlar hastalığın nedeni değil, şizofreninin gidişi sırasında ortaya çıkan durumlardır.
Fazla mastürbasyon yapmak şizofreniye yol açar mı?
Açmaz. Ancak yukarıda belirtildiği gibi kişinin dış dünyaya ilgisi azaldıkça cinsel doyum için de çevresindeki kişilere ilgisini yöneltemeyecektir. Kendi bedenindeki değişikliklerle aşırı ilgilenme (sürekli aynayla yüzünü inceleme gibi) ya da fazla mastürbasyon yapma bu surecin sonucudur. Hastalığın nedeni değildir.
Şizofreni kişinin cinsel yaşamını etkiler mi?
Hastalık öncesi döneme göre kişilerin cinsel yaşamında olumsuzluklar artmaktadır. Bunda şizofreni hastasının çevreyle ilişki kurma konusundaki güçlüklerinin karşı cinsle ilişkilerini özellikle bozmasının da rolü vardır. Ayrıca bazı antipsikotikler hem kadınlarda hem erkeklerde cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir. Özellikle prolaktin adlı hormonu artırıcı etkisi olan antipsikotikler kadınlarda adet düzeninin bozulmasına, göğüsten süt gelmesine yol açabilir. Erkeklerde ise isteksizlik, sertleşme güçlüğü. erken boşalma görülebilir. Bu durumlarda ürolog ya da kadın doğum uzmanına gitmeden önce psikiyatriste danışılması uygun olur. İlaç dozunun azaltılması ya da ilacın değiştirilmesiyle bu yan etkilerin giderilmesi mümkündür.
Alkollü içki kullanmak hastanın sıkıntılarını azaltır mı?
Alkollü içki kullanan çoğu kişi gibi şizofreni hastası da rahatlamak, sıkıntılarından kurtulmak ya da neşelenmek beklentisiyle içer. Alkol kullanımı geçici bir rahatlama sağlasa da sık ve sürekli alkol almak şizofreninin alevlenmesine yol açacaktır. Ayrıca alkol, tedavi için kullanılan ilaçların yan etkilerini de artırmaktadır.
Madde kullanımı hastanın sıkıntılarını azaltır mı?
Hayır. Ancak özellikle batı ülkelerinde şizofreni hastalarının önemli bir kısmının yasadışı maddeleri kullandığı bilinmektedir: Maalesef bu durum ülkemizde de yaygınlaşmaktadır. Hastalar, bu tür maddeleri kullanırken hastalığın verdiği sıkıntıdan, zihinsel ve fiziksel durgunluktan, isteksizlikten kurtulmayı ummaktadır. Yani bu maddelerin kendilerini biraz "canlandırmasını" beklemektedirler. Ancak çoğu zaman canlanan sadece hastalığın pozitif belirtileri dediğimiz halüsinasyon, hezeyanlar ve dağınık amaçsız hareketler olur.
Esrar içmek şizofreniye yol açar mı?
Evet. Bu konudaki kanıtlar giderek artırmaktadır. Esrar bütün dünyada en sık kullanılan yasadışı maddedir. Ancak her esrar içende şizofreni veya diğer psikotik bozukluklar ortaya çıkmaz. Özellikle esrar içmeye 15-16 yaş veya öncesinde başlanmışsa, esrar sık kullanılıyorsa, kişinin ailesinde şizofreni hastası bulunuyorsa, bu kişilerde esrar kullanımına bağlı psikoz ortaya çıkma riski 2-2.5 kat artar. Bununla beraber esrar içmenin tek başına şizofreni nedeni olmadığı, ancak önceden var olan yatkınlık zemininde hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediğini söyleyebiliriz.
Hastalığı nedeniyle eğitimine devam edemeyenlerin hakları korunabilir mi?
Liselerde devamsızlık için sağlık kurulu raporu işe yaramaktadır. Üniversite öğrencilerinin okulu belirli bir sürede (4 yıllık okullar için 6 yılda) bitirme zorunluluğu vardır. Bu nedenle okula devam edemeyecek durumdaki öğrencinin haklarını kaybetmemesi için hastalığı nedeniyle kaydının bir ya da iki yarıyıl dondurulmasına ilişkin rapor alması gerekir. Durumu düzelen öğrenci tekrar okuluna döneceği zaman bu yönde yeni bir rapor alması gerekir. Birden fazla kayıt dondurma raporu alınabilir, ancak bazı üniversitelerin ikiden fazla kayıt dondurmayı kabul etmedikleri bilinmektedir.
Şizofreni hastası ilaçlarını ücretsiz olarak temin edebilir mi?
Evet. Sosyal güvencesi olanlar hastalık tanısını ve ilaçların sürekli kullanılması gerektiği yönünde bir kararı içeren sağlık kurulu ilaç raporu aldığı takdirde ilaç alırken ödenen (% 10-20'lik) katkı payını ödemezler. Yeşil kart sahipleri de aynı haktan yararlanabilir.
Şizofreni hastası askerlik yapabilir mi?
Yasaya göre askeri hastane sağlık kurulları şizofreni tanısı almış kişilerin askerlik için elverişli olmadığına karar verip bu yönde rapor düzenler. Ancak uzun süredir iyi durumda olan hastaların bu iyilik hali askeri hastane hekimlerince de gözlendiği durumlarda askerlik yapması yönünde karar çıkabilmektedir.
Şizofreni hastası evlenebilir mi?
Pratik olarak evet. Yani evlenen taraflar bu konuda fikir birliği içindeyse engel yoktur. Ancak yasada "sağlık kurulu raporuyla evlenmesinde tıbbi sakınca bulunanların” evlenemeyeceği belirtilmektedir. Evlilik girişiminde bulunmadan önce hastanın hekimine danışılması ve hastanın evleneceği kişiye önceden bilgi verilmesi uygun olur. Yasal çerçeve bir yana, evliliğin ciddi kişinin bu kararı alırken öncelikle kendi sorumluluklarını yerine getirip getiremediğini iyi değerlendirmesi gerekir. "Evlensin, iyileşir" şeklindeki yaygın görüş hatalıdır.
Şizofreni hastalarının çalışması için ne gibi kolaylıklar sağlanmıştır?
Devletin "özürlü" tanımına giren, "rahatsızlığı nedeniyle bedensel ve ruhsal kayıp yaşadığı için toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan" yurttaşlara iş bulma kolaylığı sağlama yönünde düzenlemeler vardır. Öncelikle hastane sağlık kurullarından alınan, hastanın yeti kaybının %40'ın altında olduğunu gösteren bir belgenin alınması ve bu belgeyle iş Kurumu'nun o ildeki şubesine başvurulması gerekir. Hastanın ayrıca tüm devlet kuruluşları ve belediyeler tarafından açılan sınavlara da girmesi gerekmektedir. Bu sınavlar hakkında Özürlüler idaresi Başkanlığı'nın 0312 419 79 24 no.lu telefonundan bilgi edinilebilir.
Şizofreni hastası devletten maddi yardım alabilir mi?
"Özürlü maaşı" konusunda 2022 sayılı kanunda "başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporuyla kanıtlayan ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması belirli bir miktarın altında olanlara maaş bağlanır" denmektedir. Sağlık raporu, SSK, Bağkur veya Emekli Sandığı'ndan maaş almadığına ilişkine belgelerin yanı sıra kaymakamlık veya malmüdürlüğünden alınacak başvuru belgesinin de doldurulması gerekmektedir. Bu durumda hastaya "yeşil kart" da verilir.
Şizofreni hastasına bakımını üstlenen kişiler devletten yardım alabilir mi?
Yakın zamanda buna izin verecek bir düzenleme yapılmakla beraber bu her hastanın ailesine maddi yardım yapılacağı anlamına gelmez. Yardım alabilmek için ailenin sosyal güvencesi ve geçinmelerini sağlayacak geliri olmaması ve hastanın da bir başkasının bakımına muhtaç olacak düzeyde yeti kaybına uğramış olması gerekir.
Devlet ve belediyeler şizofreni hastası kişiye ne gibi kolaylıklar sağlıyor?
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne başvurarak çıkarılan özürlü kimlik kartı DDY, THY ve deniz otobüslerinden indirimli yararlanma, bazı cep telefonu operatörlerinde indirim, Devlet Tiyatroları'ndan ücretsiz yararlanma imkanı verir. Ayrıca belediyelerin verdiği kartlar şehir içi toplu taşımadan ücretsiz yararlanmayı sağlar. Ayrıca çalışanlar için vergi indirimi söz konusudur.
Çalışamayacak durumdaki hastalar anne-babalarının sosyal güvenlik haklarından yararlanabilir mi?
Evet. Bunun için sağlık kurulundan kişinin hastalığı nedeniyle tedavi altındayken dahi çalışmasının mümkün olmadığı, başkasının bakımına muhtaç olduğuna dair rapor alınıp ilgili kuruma (SSK, Bağkur, Emekli Sandığı) başvurmak gerekir. Bu tür bir hak için sosyal güvenlik kurumları hastanın %80 oranında iş gücü kaybına uğramış olması koşulunu aramaktadır.
Şizofreni hastasının malulen emekli olması mümkün müdür?
Evet. Ancak bunun için öncesinde belirli bir süre çalışmış olmak gerekir. Bu süre devlet memurları için 10 yıldır. Devlet memuru olan şizofreni hastası bu hastalığı nedeniyle kesintisiz 18 ay ya da toplam 36 ay rapor kullanmışsa malülen emeklilik işlemlerine başlanabilir. Diğer çalışanlar da özür derecesine göre; %40-60 olanlar 20 yıl (4400 iş günü); %60-80 olanlar 18 yıl (4000 işgünü) %80-100 arası olanlar 15 yılı (3600 işgünü) tamamlamak zorundadır.
Hangi durumlarda şizofreni hastasına mahkemece vasi tayin edilebilir?
Hastalığı nedeniyle işlerini göremeyen, korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan hastalara hekimin görüşü sorularak vasi tayin edilir. Özellikle yasal ve maddi konulardaki uygunsuz girişimleriyle kendini ve çevresini zarara uğratan hastalar için vasi tayini koruyucu olmaktadır. Vasi tayinini gerektiren durum ortadan kalkmışsa tekrar başvuruyla vesayetin kaldırılması mümkündür.
Yorumlar
kardeşim şizofreni hastası ve yeşilkartı var. yılda bir yenilenmesi gerekiyor ve bu yenileme işlemi sarkabiliyor, hastahaneye gitmesi gereken döneme denk gelebiliyor. babam emekli, kardeşim 1984 doğumlu. kardeşim babamın ssk'sından yararlanabilirm i, nasıl?
teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
Evet yararlanabilir. Bunu için önce SGK ya babanın sağlık güvencesinden yararlanabilme isteği için başvurmanız gerekiyor. Daha sonra Psikiyatri sağlık kurulundan bu kişinin hastalığı nedeniyle tedavi altındayken dahi çalışmasının mümkün olmadığı, başkasının bakımına muhtaç olduğuna dair rapor alınıp ilgili kuruma (SSK, Bağkur, Emekli Sandığı veya SGK) sunmak gerekir. Bu tür bir hak için sosyal güvenlik kurumları hastanın %80 oranında iş gücü kaybına uğramış olması koşulunu aramaktadır.
Lütfen sorularınızı http://www.psikiyatri-psikoterapi.com/forum/ adresindeki forum üzerinden sorun.
Foruma üye olur sorunuzu oraya yazarsanız size cavap verilecektir.
Şizofreni hastalarında ilk başlarda hastalığı kabullenmeme ve tedaviyi redetme çok sık görülebilen bir durumdur. Bu gibi durumlarda hem hasta açısından hem de hasta yakınları açısından çok sıkıntı verici olabiliyor. Böyle bir durumda onu takip ve tedavi eden doktoru ile birlikte hasta ile konuşup bu tedaviyi kullanması konusunda ikna edilmeye çalışılması en uygun yoldur. Ama yine de düzenli bir şekilde ağızdan ilaç alımına ikna edilemez ise o zaman doktoru ile konuşup hastanız için 15-20 günde bir yapılan depo ilaçlar kullanılarak tedavisi yapılmaya çalışılabilir. Eğer kendisine veya çevresine zarar verici davranışları olursa o zaman gerekirse ilçedeki kaymakamlığa başvurup polis eşliğinde tedavi almasını sağlayabilirsin iz. Bir şizofreni hastası yakını olarak işiniz zor ama imkansız değildir.
faydalanabilir. Daha önceki borçları ile ilgili bir şey söyleyemem ama bundan sonra yapacağı işten veya çalışacağı bir işyerinden vergi muafiyeti hakkı vardır. Bundan yararlanabilir. Eğer hastalığı nedeniyle hiç iş yapamıyorsa malülen emeklilik veya erken emeklilik için başvurabilir.
Saygılarımızla.
Şizofreni hastalığı bazen tedaviye rağmen o kişilerin çalışma hayatını olumsuz etkileyebilir. Bu hastalığı ndeniyle (tedaviye rağmen) çalışamayan bir kişinin kanunen eğer prim ödeme günü yetiyorsa malülen emeklilik hakkı vardır. Eğer malülen emeklilik için prim ödeme günü yetmiyorsa 2022 sayılı kanun gereği malül aylığı alma hakları vardır. Bunun için önce SGK ya başvurmanız gerekiyor ve SGK'nın sizi yönlendirdiği tam teşkküllü bir psikiyatri kliniğinden verilecek malüliyet durumu raporu almanız gerekiyor. Eğer %60 ve üzeri malüllük raporu verilirse malülen emekli olabilir veya malül aylığı alabilirsiniz. Eğer %40-&0 arası bir malüliyet durumunuz varsa çalışacağınız iş yerinden veya kendi işiniz varsa oradan vergi indirimi veya muafiyetinden yararlanabilirs iniz.
Saydığınız bu şikayetlerinizi n nedenini anlamak gerekiyor. Daha önce başvurdunuz mu bilmiyorum ama eğer gitmediyseniz bir psikiyatri hekimine gitmenizi öneririm. Ancak ayrıntılı bir psikiyatrik muayeneden sonra bu sorunuza cevap verilebilir.
Şizofreni hastalığının asıl tedavi şekli ilaç tedavisidir. Ancak ilaç tedavisine ilave ve bunu destekleyecek psikoterapi de yapılabilir. Psikoterapi ile şizofrani hastası hastalık belirtileri ile daha kolay başa çıkma becerileri kazanır. Pikoterapinin de şizofreni hastaları ile çalışmış ve bu konuda eğitim almış bir kişi tarafından yapılması daha uygun olacaktır. Bu konuda sizin hastanızı takip ve tedavi eden psikiyatristini zin yönlendireceği bir yere gitmenizi öneririm. Saygılarımla.
Hayır, sadece bu tanı ile psikiyatri kliniğinde yatmış olmanız sizi askerlikten muaf tutmaz. Eğer şikayetleriniz devam ederse o zaman bir askeri hastanede tekrar değerlendirildi kten sonra kesin karar verilir.
Kardeşiniz psikiyatri kliniğinde belli bir süre (yaklaşık 6 ay kadar) takip ve tedavi edildikten sonra kesin raporu verilecektir. Bunun anlamı budur. Saygılarımla.
Saygılarımla.
Şizofreni hastası olan bir kişinin normalde gerçeği değerlendirme yetisi bozuk olduğu için imza yetkisi yoktur. Bankalar da böyle bir kişiye borç veremezler. Eğer verirlerse parasını geri almak için dava açsalar bile parasını geri alamaz. İmza yetkisi olmayan bir kişinin imzası geçersiz sayılır. Aynı zamanda ceza da almaz bu kişi. Sizlere önerim amcanıza vasi tayin edilmesi için mahkemeye başvurmanızdır. Mahkeme de psikiyatri hekiminden gelecek rapor doğrultusunda amcanıza birinci derece bir yakınını vasi tayin edecek ve o kişi hastanın tüm kanuni haklarını (imza yetkisi, maaşını çekme vs. gibi.) kendi üstüne almış olacak.. Saygılarımla. .
Abinizin özürlü maaşı alma hakkı vardır. 2022 sayılı yasadan yararlanabilir. 2022 sayılı yasadan yararlanmak için SGK ya başvurun. Oradan istenecek raporları temin ettikten sonra abinize özürlü maaşı bağlanacaktır.
Saygılarımla...
Saygılarımla.
Şizofreni hastalığında hastalığın bir kişiden başka bir kişiye geçmesi (bulaşması) diye bir şey yoktur. Ancak bu hastalığın genetik geçiş özelliği vardır. Yani bir kişinin anne veya babasında ve/veya kardeşinde şizofreni var ise çocuklarında veya kardeşlerinde olma ihtimali hastalığı olmayanlara göre biraz daha yüksektir. Ama bu yüzde yüz olacak demek değildir. Dolaysı ile sizlerin şu an için yapması gereken bir şey yok.
Saygılarımla.
Ben Denizli'den Mehmet. Bir ilkokulda memur olarak çalışıyorum ve şuan 13 yılım doldu. Şizofreni hastasıyım ama giderek iyileşen bir dururmum var. Bu durumda beni malulen emekli ederler mi? Ederlerse ne kadar maaş alırım?
Bu konuda size en iyi bilgiyi abinizi muayene eden ve tedavi veren doktorunuz verebilir. Hastayı görmeden ve muayene etmeden o hasta ile ilgili kimse net bir bilgi veremez size.
Saygılarımla.
Merhaba Mehmet Bey,
Giderek iyileşen bir durumunuz olması güzel bir şey. Eğer şizofreni hastalığına rağmen çalışabiliyorsa nız ve işinizi yapabiliyorsanı z malülen emekli olmanız mümkün değil. Siz ancak belli bir oranda özürlü raporu alabilirsiniz ve bu raporla diğer özürlüler gibi daha erken emekli olabilirsiniz.
Saygılarımla.
Saygılarımla
Saygılarımla.
%80 özürlü olan birisinin çalışması mümkün değildir. Eğer çalışabilecek durumda iseniz ve sınava hazırlanıyorsan ız size önerim özür puanınızı düşürmek için tekrar sağlık kuruluna başvurun. Tedavi ile çalışabilecek durumda olan şizofreni hastasının özür oranı %45 dir. Bu özür puanı ile özürlü statüsünde çalışmanız mümkündür.
Saygılarımla.
Şizofreni hastası olan birisine vasi belgesi çıkarmak için önce adliyeye (mahkemeye) başvurmanız gerekir. Mahkeme tarafından hastanın durumu ile ilgili ve vasi tayini gerektirecek bir hastalığı olup olmadığı ile ilgili tam teşekküllü bir hastaneden psikiyatri raporu istenecek. Bu çıkacak rapora göre mehkeme tarafından o kişiye bir vasi tayin edilebilir. Tüm bu işlemler ne kadar sürer tam bilemem ancak 1-2 ay içinde olur diye tahmin ediyorum.
Saygılarımla.
Merhaba,
İlk sorunuz için şunu söyleyebilirim; şizofreni tanısının kesin konulabilmesi için bu kişinin belli bazı şikayetlerinin en az 6 aydır var olması gerkiyor. Bu sürenin altındaki durumlar için kesin şizofreni hastalığı olduğunu söylemek doğru olmaz. Şizofreni hastalığının bazı tanı kriterleri vardır ve bu kriterlere göre tanı konur.
İkinci olarak şizofreni hastalığı düzenli ve uygun bir tedavi ile tama yakın iyileşebilir. Ancak iyileşme oranı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Şizofreni hastalığının tedavisi uzun süreli bir tedavidir ve tedavi sürecinde aile desteğinin önemi çok büyüktür.
Saygılarımla.
Mustafa bey benim 23 yaşında şizofreni hastası oğlum 2 yıldır tedavi görüyor ve bu zaman içerisinde 5 defa ağır ateşlenmeler geçirdi. Her defasında intihara kalkıştı. Babasından boşandım, çok uzun yıllar 2 çocuğumla hayat mücadelesi verdik. Şimdi oğlum hasta, bazen çok bunalıma giriyorum, kendimi zor toparlıyorum. Onların yanında olmam lazım özelliklede oğlum için. Şu an çalışıyorum mecburum, bundan başka gelirim yok. 1 evimiz var, bir kira derdim yok ama malesef bu herşeyi çözmüyor. Oğlum bir süre hastanede tedavi görüp eve geldiğinde yalnız kalıyo ve hastalığını tetikleyen düşüncelerle başbaşa kalıyor, çok çaresizim. Tam iyi olcak derken aynı şeyleri tekrar yaşıyoruz. Yanında olsam, işten çıksam geçimimizi sağlayamıycaz. Sürekli arayış içindeyim ne yapabilirim? Oğluma çok az maaş bağlandı, 3 ayda 700 tl gibi. Bunu da geçtim ben çalışmadan çok perişan olacağız. Ne yapabilirim? Teşekkür ediyorum
Size önerimiz, siz işte iken oğlunuzu Toplum Ruh Sağlığı Merkezine göndermeniz. Son iki yıldır Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurulan Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri mevcut. Bu merkezler neredeyse her ilde var. Siz de bulunduğunuz yerleşim yerinde bunu bir araştırın. Oğlunuz bu merkezde hem hastalık açısından kontrol altında olur hem de sosyal becerisi ve etkileşimi artmış olur. Sizin de işte iken içiniz daha rahat olur ve gözünüz arkada kalmaz. Umarım yardımcı olabilmişizdir.
1) sürekli yalan söylüyor ve kendide inanıyor. daha sonra ama bunu hatırlamıyor.
2) hırsızlık hastalığı var. ama bunun %90 nını ailesinden çalıyor.ve bunu kendi hakkı gibi görüyor.yakalad ığımız halde inkar ediyor.
3) sürekli ailesi zor durumda bırakacak arkadaşlıklar kuruyor. ailesinden çalıp arkadaşlarına veriyor. yada beni dövün tehdit edin ailem size para verir gibi sözler söylüyor.
4) erkeklik güdülerine set koyamıyor. karısını aldatıyor. sokakta her gördüğü yada internetten fark etmiyor. İlişki kurduğu kadınların çocuklarını kendi çocuğu sanıyor, kadın itiraz etsede. Kendinin çocuğu var zaten onunla hiç ilgilenmiyor.
5) aşırı yemek yiyor. tüm tüketimleri aşırı aslında (yemekten kalkıp 30 dk sonra 1 tepsi börek yiyeyebilir) sanki annesi babası ve ben hepimizden nefret ediyor ama her durumda bize kendini muhtaç kılıcak altından kalkamayacağı düzenbazlıklar yapıyor. En kısa şekliyle anlatmaya çalıştım, teşekkürler.
Eğer oğlunuz çalışıyor ise veya özel bir iş yapıyor ise alacağı özürlü sağlık raporu (%40 ve üzeri) ile vergi indiriminden yararlanabilir. Eğer çalışamayacak durumda ise ve %65 ve üzeri özür oranı ile 2022 sayılı yasadan faydalanarak özürlü maaşı alabilir.
Saygılarımla.
Merhaba,
Kardeşinizle ilgili bu saydığınız özelliklere veya şikayetlere bakılırsa kardeşinizde Kişilik Bozukluğu (Antisosyal) olduğunu düşünüyorum. Ama yine de kendisi ile psikiyatrik bir görüşme yapılmadan kesin bir şey söylemek mümkün değil.
Saygılarımla.
Bu sorunuzla ilgili cevabı daha önceki yorumlarda bulabilirsiniz. Bu konu altındaki yorumlara bir bakın.
Saygılarımla.
Merhaba,
Eğer emin değilseniz ve içiniz daha rahat olacak ise başka bir uzmana da gidip danışabilirsiniz.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
annem yaklasık 40 senedir şizofreni hastası tek bakanı benim onumuzdeki sene askere gideceğim için bakım evi haklarından yararlanmak istiyorum. bunun için %90 ve üstü sağlık raporu almam gerekiyormus. yıllar once bakırkoyde erenkoyde ozel hastanelerde yatırdık. yaşladıkça eski enerjisini kaybetti ancak evi terk edeceğinden korkuyorum surekli gidelim burdan diyor. ne yapacagım bilmiyorum.
Annenizi siz askerdeyken bir özürlü bakım evine yerleştirebilir siniz. Mevcut durumu da buna musait olduğunu düşünüyorm. Siz bir bakım evine başvurun onlar sizi ne tür belgeler gerektiği ve bu belgeleri nereden alabileceğiniz ile ilgili yönlendirirler.
Saygılarımla.
Sıraladığınız şikayetler şizofrenide görülebilen şikayetlerdir. Ancak kesin şizofreni hastalığı var demek için bunların yanında başka belirtilerin de olmasını bekleriz. Ayrıca bu belirtilerin süresi de önemlidir. Şizofreninin eşiğinde olup olmadığınızı bilemiyorum ama bu hastalığa yakalanıp yakalanmamak o kişinin elinde olan bir durum değildir. Kişinin elinde olan şey ise, eğer o kişi hastalığa bir kez yakalanmış ise tedavisini düzenli kullanarak yeni ataklar geçirmesini ve hastalığın alevlenmesini engelleyebilir.
Saygılarımla.
Babam 52 yaşında yaklaşık 17 yıldır Şizofren hastası ve 10 Yıldır da malulen emekli babam için özürlü raporu nasıl alabiliriz acaba mamlülen emekli olması yeterlimidir. Birde araba alımlarımda şizofrenler için kdv indirimi varmıdır.Bilgi verirseniz sevinirim
Saygılarımla.
Malülen emeklilik için en az 1800 gün prim ödeme şartı vardır. Sizin prim ödenme gün sayınız 1800 günü geçtiği için tam teşekküllü bir hataneden alınacak sağlık kurulu raporu ile malülen emekli olabilirsiniz. Tabii verilece rapororda özür oranınız %65 in üzerinde olmalı.
Saygılarımla.
Malülen emeklilik için en az 1800 gün prim ödeme şartı vardır. Sizin prim ödenme gün sayınız 1800 günün altında olduğu için malülen emekli olmanıza yeterli değildir. Siz ancak 2022 sayılı yasadan faydalanarak özürlü maaşı alabilirsiniz. Tam teşekküllü bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu ile özürlü maaşı almak için başvurabilirsin iz. Tabii verilece rapororda özür oranınız %65 in üzerinde olmalı.
Saygılarımla.
Merhaba,
Malülen emeklilik için en az 1800 gün (5 yıl) prim ödemeniz olması ve hastalığınız prim ödemeye başladıktan sonra başlamış olması gerekiyor. Prim ödemeniz 3600 gün (10 yıl) olursa alabileceğiniz emeklilik maaş miktarı artmakta ve malülen emeklilik nedeniyle bazı hak kayıplarınız olmamaktadır. Bu aldığınız %80 malül raporu ile malülen emeklilik için başvuruda bulunabilirsiniz.
Saygılarımla.
Merhaba,
"hasta 4 yıldır atipik psikoz tedavisi görüyor ve düzelmiyorsa şizofreni değilmidir." ifadeniz çok yerinde bir tespittir. Bazen hekimler Şizofreni yerine Atipik Psikoz tanısını kullanmaktadır. Ancak hastanızın şikayetlerini tam olarak bilmeden kesin bir şey söylemak mümkün değildir. Eğer hastanızın sadece psikiyatrik bir rahatsızlığı var ise devlete bağlı Psikiyatri Hastanelerinden de sağlık kurulu raporu alınabilir.
Saygılarımla.
akıl hastası kardeşim vefat ettiğinde mal varlığı kime ne oranda kalır lütfen bilgilendirebil ir misiniz? Devlet malları üzerinde hak talep edebilir mi?
teşekkürler....
Bakım merkezi hastayı kabul ederse ve bakım merkezindeki diğer hastalar açısından risk teşkil edecek bir durumu yoksa bakım merkezine yatırmanızda bir sakınca olmaz.
Saygılarımla.
Bir kişinin akıl hastası olması onun hiç bir hakkı olamaz diye bir şey yok. Akıl hastalığı olmayan bir insan vefat ettiğinde nasıl mal paylaşımı yapılırsa, akıl hastalığı olan bir insanın da vefatından sonra yasal varisleri arasında aynı şekilde bir mal paylaşımı yapılır. Devlet malları üzerinde bir hak talep etmez.
Saygılarımla.
Daha önce şizofreni hastalığı nedeniyle tedavi gördüyse ve düzeldikten sonra tekrar şikayetleri ortaya çıktı ise büyük ihtimalle tedavisini devam etmediği için şikayetleri tekrar başlamıştır. Hastanın tekrar doktora gidip tedavisinin yapılması gerkir. Eşini mevcut hastalığını bilmesi ve bu durumunu kabul etmesi durumunda evlenmesi ve çocuk sahibi olmasında bir sakınca yoktur. Tedavi ile şikayetlerinde belirgin şekilde düzelme olabilir. Ama bu hastalığın tedavisinin uzun süreli olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir.
Saygılarımla.
Merhaba,
3600 iş günü (10 yıl) prim ödemeniz varsa ve %40-60 arası bir özürlülük durumunuz varsa malüliyet nedeniyle erken emekli olabilirsiniz. Eğer 1800 iş günü prim ödemeniz var ve % 60 ve üzeri işgücü kaybınız varsa ve çalışamıyorsanı z malülen emekli olabilirsiniz.
Saygılarımla.
Babam sizofreni hastasi..belli bir suredir var olan fakat benim yeni
Bilgisini aldigim bir uygulama soz konusuymuş..bab amin indirimli bir srkildr 0(sifir) araç Sahibi olmaya ve ötv indiriminden yararlanmaya hakki varmis.ve Birkaç yakinininda kullanabilir izni ile araci talep edebilirmişiz..
Bu konu hakkinda aydinlanmayi isterim..bilgi verirseniz sevinirim
Merhaba, eğer size daha önce Şizofreni nedeniyle % 45 özürlü raporu verdiler ise bu şu anlama gelir. "Şizofreni hastası-Tedavi ile çalışma olanağı veren" bir rahatsızlığınız olduğu anlamına gelir. Eğer tedavinizi düzenli kullanırsanız ve takiplere düzenli giderseniz çalışabilirsini z. Eğer siz kendinizi çalışabilecek durumda hissediyorsanız ve görevinizi yapabiliyorsanı z yine benzer bir rapor verilir ve çalışmaya devam edersiniz.
Saygılarımla.
Şizofreni hastası olan ve kendisine vasi tayin edilen birisinin imza yetkisi yoktur. Bu kişinin attığı imzalar da geçersizdir. Ancak bu kişi yerine vasisi tarafından atılan imzalar geçerlidir. Bu nedenle oğlunuzun atmış olduğu imza kanunen geçersiz bir imzadır. Bu imza nedeniyle sizden herhangi bir ücret talep edemezler.
Saygılarımla
Merhaba,
Babanız üzerine ÖTV den muaf olarak araç alabilmeniz için babanızın (hastanın) özür oranı %90 ve üzerinde olması gerekir. Oran bunun altında ise bu haktan faydalanamazsınız.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Saygılarımla.
Rapordaki özür oranı %90 ve üzerinde ise alabilirsiniz.
Saygılarımla.
Bu konuda daha ayrıntılı ve doğru bilgiliyi SGK'dan alabilirsiniz.
Saygılarımla.
Şizofreni hastasının hakları ile ilgili ayrıntılı bilgi yazı içinde var. Onlara bir göz atarsan ayrıntılı bilgi sahibi olursun.
Saygılarımla.
Bildiğim kadarı ile maaşının %60 nı alabilir. Ancak bu konuda ayrıntılı bilgiyi size en yakın SGK müdürlüğüne giderek öğrenebilirsiniz.
Saygılarımla.
Merhaba,
Kardeşinizin durumunun iyi olması ve tedaviden çok iyi fayda görmüş olması çok güzel. Sizi de verdiğiniz aile desteği için tebrik ediyorum. Kardeşiniz tedavisini düzenli kullandığı ve kontrollere düzenli gittiği sürece hastalığının tekrar etme ihtimali çok düşüktür. Ona iyi gelen ilaçları düzenli ve uzun süre kullanması gerekir. Gerekirse ömür boyu da kullanabilir. Önemli olan tedaviden fayda görmesi ve sağlının iyi olmasıdır.
Saygılarımla.
Merhaba,
Size önerim bir an önce bir Psikiyatri hekimine başvurmanız ve ilaç tedavisine başlayın. Şizofreni hastalığında ilaç tedavisi olmazsa olmazdır.
Saygılarımla.
da sinirleniyor ve ne dediğini fark etmeksizin ağzına geleni söylüyor fakat 10 dakika geçince bunları unutuyor bu ne tür bir hastalıktır bilmiyoruz yardımcı olursanız sevinirim
Sadece babanızın söylediğiniz şikayetlerine bakarak kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak yaşadıklarına bakılırsa babanızda ya Travma Sonrası Stres Bozukluğu ya da Major Depresyon olabilir. Kesin tanı konabilmesi ve tedavisi için bir Psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirildi kten sonra tedavi düzenlenmesi uygun olacaktır. En kısa sürede bir Psikiyatri uzmanına başvurun.
Saygılarımla.
Ben 18 yasimdayim yaklasik 3 sene once odam da ders calisirken bulundugum yerdeki butun sesler cok acayip oldu sesler birbirine girdi sanki hepsi beni azarliyor benimle kavga ediyordu hepsi cok hizliydi ayni zamanda seslerle birlikte benimde fiziksel hareketlerim cok hizlaniyordu yada o an icin bana oyle geliyordu. Daha sonra gorsel halisunasyonlar gormeye basladim fakat bu g. halisunasyonlar 3'u gecmemistir. Bazen evde kamera vs. Oldugunu dusunuyordum tuvalete girdiim zaman birileri beni izledigini dusunuyordum. Dus alirken belli bi sure sonra diger insanlarda olmayan asiri bi rahatlik geliyor heryerim uyusuyor suyun sesi vs. Yankili geliyor. Bazen herkezin bana asik oldugunu bana ilgili bi sekilde baktigini veya bakmasada akillarinin bende oldugunu dusunuyorum. Asiri masturbasyon yapiyorum (kendime hakim olamiyorum!) Bazen organlarimi hissetmiyorum. Insanlarin dusuncelerini okumaya calisiyorum. Surekli herkezin benim hakkimda konustuklarini beni kullandiklarini dusunuyorum.
Boyle uzaktan bir seyler soylemek sizin icin kolay degil ama aklinizdan ne geciyor bu belirtilere karsi lutfen biseyler soyleyin!!
Tarif ettiğin şikayetlere göre sen şuan ruhsal (psikiyatrik) bir rahatsızlık geçiriyorsun. Bu rahatsızlık bir Psikotik Bozukluk veya bir Duygudurum Bozukluğu (Manik Atak) olabilir. Bunun için sana tavsiyem bir an önce bir psikiyatri uzmanına gidip muayene ve tedavi olmandır.
Saygılarımla.
Şizofreni hastalığının genetik geçiş ihtimali vardır. Ancak tamamen genetik geçiş olacak diye bir kural yok. Annesi-babası-k ardeşinden birisinde şizofreni hastalığı olan birisinde bu hastalığa yakalanma riski olmayanlara göre biraz daha yüksektir. Ancak % 100 olacak diye bir şey yoktur. Sizin şimdiden oğlunuz için endişelenmenize gerek yok.
Saygılarımla.
Benim ismim Tufan 81 dogumluyum ve yasim 33.
Kendim Hollanda dogumluyum ve 21 yasindayken bana yuzde 90%-100% sizofreni tanisi kondu ve 13 yildir bu hastalikla mucadele ediorum . 8 aydir Turkiyede ozel boylam psikyatri hastanesinde tedavi goruyorum . Durumum su anda orta seker ...
Sorum su ..
Ben cifte vatandasin ( hem turk hem hollandali )
Benimde Turkiye Cumhuriyetinde bazi haklara sahip olabilme haklarim varmidir ? Varsa bunlar nelerdir ?
Su anda Turkiyede Yasiyorun ve cok sıkıntı cekiyorum
Yardim ederseniz cokk sevinirim . Tskler
Merhaba,
Yukarıda konu başlığının altında Şizofreni Hastasını Yasal Hakları başlığı atında şizofreni hastasını yasal hakları ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bunların dışında bir SGK müdürlüğüne giderek de daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Saygılarımla.
Merhaba Samet bey,
Abinizle ilgili tarif ettiğiniz bu şikayetlere bakılırsa abinizde şizofreni hastalığı başlangıcı olabilir. Bunu ayırıcı tanısının ve tedavisinin yapılabilmesi için abinizi bir an önce bir psikiyatri hekimine götürmenizi tavsiye ediyorum. Bir şekilde onu ikna ederek doktora götürün.
Saygılarımla.
Lityum eksikliği diye bir hastalık yok. Babanızın rahatsızlığı büyük ihtimalle Bipolar Mizaç Bozukluğu. Bu hastalıkta özellikle hastalık atağı sırasında hastanın akli dengesi yerinde olmayabilir. Ancak iyilik döneminde hastanın akli dengesi yerinde dır. Ancak siz babanızın durumunun vasi tayini gerektirecek durumda olduğunu düşünüyorsanız vasi tayini için mahkemeye başvurabilirsin iz. Mahkeme de doktor raporuna göre vasi tayini ataması yapılıp yapılmayacağı kararını verir.
Saygılarımla.
Senin bu sesler nedeniyle nasıl sıkıntılar yaşadığını gayet iyi anlıyorum. Sana önerim Psikiyatristin verdiği tedaviyi düzenli kullanman ve kontrollere de düzenli gitmendir. Bazen ilaçlara bağlı bazı yan etkiler olabilir ve bunları doktorunla konuşarak halledebilirsin . Bu rahatsızlık nedeniyle yaşadığın sıkıntıları herkesle paylaşmak zorunda değilsin. Bu şikayetlerini ve senin durumunu arkadaşlarının anlaması mümkün olmayabilir. Şikayetlerini sadece doktorunla ve ailenle paylaş yeterli.
Saygılarımla.
Kız arkadaşın su an büyük ihtimalle ciddi bir ruhsah rahatsızlık geçiriyor olabilir. Bu rahatsızlığı nedeniyle kendisine ve çevresine zarar verici davranışlar içinde bulunabilir. Onun için şuan öncelik KPSS veya memuriyet değil bir an önce sağlına kavuşmasıdır. Onu bir an önce bir Psikiyatri hekimine götürün ve tedavisini başlatın.
Saygılarımla.
Benim Annem 63 yaşında ve yıllardır şizofrenı hastası ilaç kullanıyor.13 yıl önce çalıştığı yerden Emekli sandığından emekli oldu.Dolayısıyl a kendine ait bir emekli maaşı alıyor.Ayrıca rahmetli babamdan da devletten değil (babam özel bir firmadan emekli olduğu için)dul maaşı alıyor .2 maaş aldığı halde kendisi ayrıca malulen emekli olabilir mi veya bakım maaşı özürlü maaşı gibi bir maaş bağlanması mümkün mü? kendisine olmasa da ben kendisine bakmakla yükümlü kızı olarak bana bakım parası gibi bir maaş bağlanması mümkün mü? Çünkü ben çalışmıyorum ve evimiz kira.
Benim eşim şizofreni hastası raporu var.İki çocuğumuz var.Aile içi şiddetten dolayı belki gözü korkar diye karakola şikayet ettim. Darp raporum var.Hakında hafif yaralamadan dava açılmış,ilk şiayetim.Bu ay mahkeme var ne yapmalıyım,ceza alırmı beni bu konuda aydınatırsanız çok memnun olurum,teşekürl er.
Anneniz zaten emekli olduğu için malulen emekli olması mümkün değildir. Annenize baktığınız için sizin bakım ücreti alabilmeniz için aylık aileye kişi başı giren paranın belli bir miktarın altında olması gerekir. Bu miktarı SGK dan öğrenebilirsini z. Eğer ailede kişi başı gelir o miktarın üzerinde ise bakım ücreti alamazsınız.
Saygılarımla.
Merhaba,
Eşiniz şizofreni hastası olması nedeniyle normal ceza almaz ancak mahkeme kararı ile tedavisi için belli bir süre Psikiyatri Kliniğinde yatırılarak tedavi olması için karar çıkabilir. Sonrasında da 3-5 yıl süre ile adli kontrol ve tedavi takibi şartı ile tabucu olur.
Saygılarımla.
Evet, %80 özürlü raporu ile malulen emekli olabilirsiniz. Bunu için de en az 1800 gün (5 yıl) gün ödenmiş prim gününüz olması gerekir. Bu raporunla SGK ya malulen emekli olmak için başvurabilirsiniz.
Saygılarımla.
Merhaba,
Bu sadece bu söylediğiniz şikayetlere bakılarak bir kişide şizofreni hastalığı var denemez. Size önerim bir psikiyatri uzmanına gidin ve muayene olun. Muayene sonucuna göre kesi tanı konulabilir.
Saygılarımla.
Merhaba Halil bey,
Neden iki sene süreli rapor verildiğini tam olarak bilmem mümkün değil. Bunu ancak bu raporu veren hekiminiz cevaplayabilir. Tahmin yürütmek gerekirse herhalde bu raporu düzenleyen hekim arkadaşımız sizin 2 sene sonra iyileşebileceği nizi veya daha iyi durumda olabileceğinizi düşünmüş olabilir. İki sene sonra durumunuz aynı şekilde devam ederse raporunuz sürekli hale çevrilir.
Saygılarımla.
Merhaba Yılmaz bey,
Daha önce (3 cevap üstte) cevapladığım soruya baksaydınız bu sorunuzun cevabı açık bir şekilde vardı. Ama ben yine cevap vereyim; Evet, %80 özürlü raporu ile malulen emekli olabilirsiniz. Bunu için de en az 1800 gün (5 yıl) gün ödenmiş prim gününüz olması gerekir. Bu raporunla SGK ya malulen emekli olmak için başvurabilirsiniz.
Saygılarımla.
Merhaba,
Sizin hastanızın maluliyet oranı %80 ise yapacak bir şey yoktur. Rapordaki oran artışı sizin istemenizle olacak bir şey değildir. Bu özür oranına ilgili hastanenin sağlık kurulu hastanın hastalık durumuna ve ilgili mevzuata göre kara verir.
Saygılarımla.
Kardeşim yaklaşık 6 ay önce aniden ortadan kayboldu sonra bulduk ama perişan halde bulduk, olmayan şeylerin olduğuna inanan, takip edildiğinden şikayetçi, üstün yeteneklerinin olduğuna inanan ani duygu değişiklikleri oluyordu, insanlardan korkuyor ve güvenmiyordu . intihar etmeyi düşünen etrafa zarar verebileceğinde n şikâyetçi olan kardeşime psikiyatri uzmanı antipsikotik ilaç yazdı son iki aydır lityum takviyesi yaptı durumu daha iyi ama hala insanlardan korkuyor. Kardeşimin hastalığı ne olabilir?
Ekpss ye girebilmek için engelli raporu alabilir miyiz?
İyileşebilmesi için ne yapabiliriz?
Teşekkürler.... .
Merhaba Ben Kayseriden Okan Eşimin babası şizofren 45 yaşında bu hastalığa yakalanmıs.Kucu k yasta menenjıt gecırmıs.Bu sebep olabılırmı hastalık esıme veya dogacak cocuguma genetık olarak % olarak ne kadar gecme ıhtımalı var bu yuksek bır ıhtımalmıdır?co k tedirgin oluyorum
Merhaba,
Kardeşinin hastalığının tam olarak ne olduğunu onu tedavi eden doktoru bilebilir. Ama sizin anlattıklarınız a göre kardeşinizin rahatsızlığı şizofreni olabilir. KPSS ye girebilmesi için özürlü sağlık kurulu raporu alabilirsiniz tabiki. Ama önemli olan kardeşinizin tedavi ile çalışabilecek durumda olmasıdır. Kardeşinizin daha iyi olabilmesi için ilaçlarını düzenli kullanması ve kontrollerine düzenli gitmesi çok önemlidir.
Saygılarımla.
Merhaba,
Geçirilmiş menenjit hastalığı ileride şizofreni hastalığına neden olacak diye kesin bir durum yok ama bir yatkınlık oluşturmuş olabilir. Ebeveyninde şizofreni hastalığı olan kişide bu hastalığa yakalanma ihtimali olmayana göre biraz daha yüksektir ancak kesin olacak diye bir kural yoktur. Torununda görülme ihtimali ise herkesle aynı orandadır diyebiliriz. Bunun için tedirgin olmanı gerektirecek bir durum yoktur.
Saygılarımla.
Vermiş olduğunuz cevap için çok teşekkür ederim..Anladığ ım kadarıyla menenjit ile şizofren ile ilgili Kesin bir durum yok.oladabilir olmayadabilir.. ..Eğer menenjitten dolayı yatkınlık oluşmuş ise bu genetik olarak eşime aktarılabilirmi ?Umarım aktarılmaz :(
Eğer menenjit nedeni ile böyle bir durum ortaya çıktı ise bunun genetik geçişi söz konusu değildir. Menenjit çevresel faktöre bağlı bir nedendir ve bunun genetik geçişi olmaz.
Saygılarımla.
Merhaba,
Bu raporla çalışması mümkün değil. Raporun "Tedaviyle çalışma olanağı veren " şeklinde değişmesi gerekir. Bunun için raporla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü'ne itirazda bulunmanız gerekir. İl Sağlık Müdürlüğü'nün sizi göndereceği başka bir hakem hastane tarafından verilecek bir raporla bu rapor değişikliği yapılabilir. Bir şizofreni hastası çalışabiliyorsa çalışması ve kendi geçimini sağlayabilmesi en güzel olanıdır ve önerdiğimiz bir durumdur. Tedavinin amacı da budur zaten.
Merhaba Asya hanım, kullandığın ilaçlara bağlı kilo alımı olduysa mide ameliyatı olmanı tavsiye etmiyoruz. Öncelikle tedavin, sana kilo aldırma ihtimali daha düşük olan ilaçlarla değiştirilsin ve o şekilde kilo vermeye çalış. Bu durumda olacağın ameliyatın da etkisi sınırlı olabilir.
Saygılarımla.
Merhaba, erkek arkadaşının genetik altyapı olarak şizofreni hastalığına yakalanma ihtimali babası ve amcası şizofreni olmayanlara göre biraz daha fazla. Ancak %100 bu kişinin bu hastalığa yakalanacak diye bir durum söz konusu değildir. Sadece riski biraz daha yüksektir.
Saygılarımla.
Kızınıza daha önce verilen rapor %80 oranında olduğu için vasi tayini gerekli görülmüş. Kızınız evliliğin sorumlulukların ı ve yükümlülüklerin i yerine getirebilecek ise ve evleneceği kişi onun bu durumunu bilerek evleniyorsa evlenebilir. Tavsiyem evleneceği kişiden kızınızın bu durumunu bildiğini ve bu durumu kabul ettiğine dair imzalı bir belge almanız. Evlendikten sonra da vasisi kocası olur.
Saygılarımla.
Teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
Kardeşiniz için tedavi gördüğü hastaneden özürlü sağlık kurulu raporu çıkartmak için sağlık kuruluna dilekçeyle başvurun. Bu raporu çıkarttıktan sonra raporla birlikte SGK ya özürlü maaşı alabilmesi için başvurun. (2022 sayılı kanundan yararlanması için) Ayrıca SGK onu genel sağlık sigortası kapsamına alacaktır ve sağlık güvencesi olacaktır. Bu konuda daha önceki yazdıklarıma da göz atabilirsiniz.
Saygılarımla.
Şizofreni hastalığının olmazsa olmaz tedavisi ilaç tedavisi dir. Diyet ve vitamin tedavisi ilaç tedavisine ilave olarak kullanılabilir. Hipnozla şizofreni tedavisi şuanki bilgilere göre mümkün değildir. Bunu size kim söylediyse yanlış söylemiş. Ayrıca dikkat sorunları olduğu için şizofreni hastalarının hipnoza girmeleri de çok zordur. Şizofreni haftalarına psikoterapi yapılabilir. Bu psikoterapi hastaların hastalık belirtileri ile daha kolay başa çıkmalarına ve ilaç tedavilerini daha düzenli kullanmalarına yardımcı olur.
Saygılarımla.
Sizin anlattıklarınız a bakarsak kardeşinizde şizofreni hastalığı olma ihtimali yüksek. Eğer kardeşiniz kendisine ve çevresine zarar verme ihtimali varsa bulunduğunuz ilçenin Kaymakamlığı na bir dilekçe ile başvurun ve kardeşinizin gerekirse polis eşliğinde bir psikiyatri kliniğine yatırılarak tedavi olsun. Hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile kardeşiniz için yeşil kart ve ya genel sağlık sigortasından yararlanabilmes i için başvurabilirsiniz.
Saygılarımla.
Sadece bu anlattıklarınız a bakarak eşinizin durumu hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Size önerim bir psikiyatri hekimine başvurun ve ayrıntılı psikiyatrik muyene ve değerlendirme yapılsın. Muyene sonucunda bir ruhsal rahatsızlık olduğuna karar verilirse o zaman bir psikiyatri tedavi başlanır. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.
Kardeşiniz şuan ciddi bir ruhsal rahatsızlık geçiriyor olabilir. Bunun şizofreni olup olmadığını ayrıntılı psikiyatrik muyene yapıldıktan sonra söylenebilir. Size önerim kardeşinizi bir psikiyatri uzmanı hekime götürün ve ayrıntılı muyenesi yapıldıktan sonra gerekli tedavisi başlansın. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.
Oğlunuzun şuan cidd bir ruhsal rahatsızlık geçirmekte olduğunu düşünüyorum. Bu anlattığınız şikayetleri ruhsal bir rahatsızlığın belirtisidir. Size önerim oğlunuzu bir psikiyatri hekimine götürün ve tedavi yardımı alın. Aynı zamanda durumuyla ilgili bir sağlık raporu düzenlensin ve askeri birliğine verilsin ki asker kaçağı durumuna düşmesin. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.
Merhaba,
Size önerim bu şikayetleriniz için bir Psikiyatri hekimine başvurun ve şikayetleriniz ayrıntılı bir şekilde değerlendirilsi n. Yapılacak bu değerlendirmede n sonra bu şikayetleriniz için kesin bir şey söylenebilir. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.
Oğlunuzun durumu için şimdiden Şizofreni demek için erken. Bir psikotik bozukluğa Şizofreni diyebilmek için en 6 aydır hastalığın var olması gerekir. Başka bazı kriterlerin olması gerekir. Psikotik bozukluk nedeniyle de oğlunuz askerlikten muaf tutulabilir. Oğlunuz ilaçlarını düzenli kullansın ve kontrollerine de gitmesini öneririm. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.
teşekkür ediyorum iyi çalışmalar..
Öncelikle geçmiş olsun demek istiyormum. Bu yakınınız ilaçlarını düzeli kullanırsa ve düzenli aralıklarla takip ve kontrollere giderse bu atakları geçirme ihtimali çok az olur. Eğer bu kişide Duygudurum Bozukluğu kesin olarak var iste doktorunuzla konuşun ve gerekirse Duygudurum Düzenleyici bir ilaç da verilebilir. Ancak bu konuda en iyi kararı onu takip ve tedavi eden doktoru verebilir.
Saygılarımla.
Size önerim annenizi bir an önce bir Psikiyatri uzmanına götürün ve tedavi yardımı alın. Eğer doktora gitmeye ikna edemezseniz ilçe Kaymakamlığına dilekçe verin ve polis eşliğinde bir Psikiyatri uzmanına götürülsün. Gerekirse belli bir süre bir Psikiyatri kliniğinde yatarak tedavi görsün. Geçmiş olsun.
Saygılarımla.